MEHMET ÇANAKCI
1951, Zonguldak doğumludur. 70 yıla uzanan, geçmişin yokluklarında aileye, işe, çevreye ve sürekli gelişmeye olan inancın adıdır Mehmet Çanakcı. İlk ve orta okul serüveni sonrası yoğun bir iş yaşamının, kuvvetli bir aile bağının, sürekli büyüyebilmenin, hep doğruyuüretebilmenin ve pazarlayabilmenin mihenk taşlarından biridir. Anne Baba’nın ve Ailenin kendisine yüklediği misyon, sürekli sorumluluk anlayışı ile gelişmiş ve çok yoğun çabalarla örgülü bir yaşamı karşısına çıkartmıştır.
Liderdir. Baba Tahir Çanakcı ve Anne Hanife Çanakcı’dan gelen azim, hırs, başarma güdüsü, inanç ve çalışma temposu gerek iş yaşamında ve gerekse aile içinde kendisini birkaç adım öne çıkaran kişiliği ile bütünleşmiş “lider” bir kimlik gelişmiştir. Çocuksu yaşlarda tutunduğu her bir iş kolunda devamlı gelişmeyi, devamlı büyümeyi hedeflediğinden çoğu zaman kendine de, ailesine de vakit ayıramamış, işle bütünleşik bir dünya temel yaşam ereği olmuştur.
Babadır. Atilla, Belma ve Hakan’ın babasıdır. Mehmet Efe, Can, Kaya, Ata Aykut ve Bora Toprak’ın dedesidir. Maalesef Atilla Çanakcı 1995 yılında, geçirdiği trafik kazası ve 18 aylık hastane süreçleri sonrasında aramızdan ayrılmıştır. O süreç sonrasında, ailesine geçmişte yeterince vakit ayıramadığına inanan Mehmet Çanakcı, farklı bir babacanlığa, farklı bir dedelik anlayışı ile gerek eşine, evine ve gerekse çocuk ve torunlarına daha çok zaman ayırmış, daha çok birlikte olmayı yeğlemiş ve değer zincirlerindeki yerini güçlendirmiştir.
Gelecek öngörülüdür. Günümüz aile şirketlerinin başarısızlığının altında, ikinci nesle devrin doğru zamanda yapılmaması en büyük faktörlerdendir. Oysa Mehmet Çanakcı, 2012 yılında aktif olarak sürdürdüğü Yönetim Kurulu Başkanlığını bırakmış ve ikinci neslin önünü açmıştır. Ki o tarihte daha 60 yaşındadır. Böylece, ikinci neslin kendi duyarlı ve doğru düşünebildikleri sağlıklı süreçlerinde işe daha çok tutunabilmelerini, hatalar bile yapsalar düzeltebileceklerini, kendi çektikleri sıkıntıların ve ama o büyük tecrübelerin iş ve aile süreçlerindeki yansıtmaları ile beslenen duruşları ikinci nesli daha çok çalışmaya sevk etmiştir, teşvik etmiştir, moral ve motivasyon kaynağı olmuştur.
Yazardır. “Rüzgara Karşı Bir Başarı Öyküsü” adında basılmış ve 2008 yılında yayınlanmış kitabında, gelişim ve değişim sürecindeki aile ve iş yaşamına ilişkin anı biyografi tadındaki akıcı ve etkileyici bir üslupla kaleme alınmıştır.
Vefadır. Eşi Fatma Çanakcı ile olan yürüyüşü, hayat beslemeleri, duruşu, insanlığı, adamlığı ölçülemez. Doğa ve hayvan sevgisi ölçülemez. Hem ona yürüyüş ve hem de onun yürüyüş vefadır, saygıdır, sevgidir.
MİTHAT ÇANAKCI
1946, Zonguldak doğumludur. 75 yıldır süregelen hayat, tevazunun, çalışma azminin, yılmamanın, vazgeçmemenin, aile birlik ve beraberliği öneminin adıdır. Tarihe duyduğu merak ve kültürel dokuya olan bakış açıları ile zenginliktir, hassasiyettir, hakkaniyettir. İş yaşamına çocuksu yaşlarda atılmış, ailenin en büyük erkek çocuğu ve toplumun yüklediği direkt sorumluluk anlayışları nedeniyle erken yaşlarda evlilikle yaşamın içinde yoğrulmuştur.
Sezai ve Semra adında iki çocuğu, Aslınur, Neslinur, Melek, Mehmet ve Mithat adlarında beş torun sahibidir. Babacanlığı, dedecenliği ile duyarlı çevresinde ve yakın aile gurubunda, aile birlikteliğinin, insani ilişkilerin önünü açan duruşu takdire şayandır. Lider kimlikli Halise Çanakcı’nın da çok büyük desteği ile Çanakcılar Grubu’nun aile dayanışmasında, iş hayatında, işlerin büyütülmesinde çok büyük katkıların sahibidirler.
Hacıdır. 2006 yılında değerli eşi Halise Çanakcı ile gittiği kutsal topraklarda, dini vecibelerini yerine getirerek “Hacı” olmuştur. Daha sonraki yıllarda da, tekrar ailesi ile birlikte umre ziyareti gerçekleştirmiştir. Detayda, din adına farklı bir duruşu, farklı bir zenginliği ifade eden kişiliği ile öne çıkmakta, farklı açılımları ile şaşırtıcı bir gizem barındırmaktadır.
Tarihsel duyarlılıktır. Gerek ailenin geçmiş uzantılarının araştırılması, gerek yaşanagelen Gökçebey’in geçmiş uzun vadeye yayılan gelişim ve değişim dinamiklerinin belirginleştirilmesi adına çok yoğun emekler, paralar ve zamanlar harcamıştır. Büyük katkıları ile oluşturulan Çanakcılar Arkeoloji Etnografya Müzesi görülmeye ve araştırılmaya değer bir zenginlik noktasıdır. Ki bu zenginlik tarihsel ve kültürel dokuya olan bağlılığın, duruşun geleceğe uzanması adına çok büyük anlamlar ve değerler ifade etmektedir.
Kültürel mirastır. Sayıları 1500’e ulaşan tarihi eserlerin müzeye kazandırılması ve gelecek kuşaklara açılan büyük bir kültürel mirastır. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı ülkemizdeki ilk özel müzelerden olan ve kültürel değişimin, sosyal değişimin izlerini görebileceğiniz bir duyarlılıktır, hassaslıktır, zenginliktir.
Bestedir Mithat Çanakcı… Güftedir bir çok besteye söz olan. Gönül adamı kimliği ile dilinden düşen sözler ve mırıldanmaları ile şekillenen besteler farklı dünyalarla zenginleşmiş bir insanı karşımıza çıkarmaktadır. Sayıları belirsiz miktarda olan ve geçmişte kaleme aldığı şiirleriyle, yakın zamanda dile gelmiş beste ve güfteleriyle inanılmaz bir “sanat” dokunuşudur, hassaslıktır, zarafettir Mithat Çanakcı.
Büyük tecrübedir. Hamurla, çamurla, sırla yıllarca harmanlanmış hayat şimdilerde Mithat Çanakcı’da, olaylara sebep sonuç ilişkisi ile bakarken farklı yönleriyle derinlik katabilen, açıklık kazandıran bir duruştur, tecrübedir. Ki o tecrübe, 5-10 kişi ile başlayan iş birikimlerini günümüzde 1500’lü rakamlara doğru taşımakta, öngörü doğruluklarının tecrübeye endeksli gelişimlerine zemin hazırlamaktadır.
Sağduyudur. Sakince bakarken hayata, tecrübeyle yoğrulmuş büyük birikimlerin nirengileri olmayı başarabilmiş, gülüştür, tebessümdür, insanlık ve duyarlılıktır.
ZAMANI YAKALAMAK, GELECEĞE TECRÜBEYLE BAKMAKTAN GEÇER;
ÇÜNKÜ ZAMAN, YALNIZCA ŞİMDİKİ ZAMANIN İÇİNDEKİ, GEÇMİŞ HATIRA VE GELECEK TASARIMLARDIR.

HAKAN ÇANAKCI
Çanakcı ailesinin iki büyüğü, 1963 yılında küçük bir atölyede mozaik tuvalet taşı üretimine başladığında, kurdukları atölyenin; 65 ülkeye ihracat yapacağını ve dünyadaki en önemli vitrifiye banyo ürünleri üreticilerinden biri olacağını tahmin etmişler miydi?
Buna bir cevap vermeden önce, atölye de asıl yaratılanın bir üretim felsefesi olduğunu söylemek istiyorum, işini disiplin içinde yapan, risk almaktan çekinmeden her defasında büyümeyi, gelişmeyi, istihdamı hedefleyen, müşterilerin tamamına kaliteli hizmet sunmayı ön gören bir felsefeden bahsediyorum.
Çanakcı ailesinin üretim felsefesi, geleceğe yönelik planlı bir yaklaşım içermektedir, doğru zamanda, yerinde adımlar atarak, attığımız her adımda ayak izlerimizle, sektörde yol gösterici olmak için daha çok çalışmak gerektiğinin bilinciyle hareket etmektir. Bu bakış aslında müşterilerle yüz yüze iletişimi olan, üretilen her ürünü kontrol eden, o küçük atölyedeki iş ciddiyeti ve marka yaratma şeklinin başlangıcıydı. Sözüne güvenilir bir üretici olmak, tam zamanında üretmek, yenilikleri yakalamak daha ilk zamanlarda o atölyede temelleri atılmış olan markamızın, ürettiği ürünlerin ve maddi varlıkların ötesinde ortaya çıkarılan en özel hassasiyettir.
Çanakcılar Şirketler Grubu olarak bugün geldiğimiz noktada, 60 yılı aşkın tecrübemiz ve sağlam kurumsal kültürümüzle, geleceğe güvenle bakabilmekteyiz. Zamanı yakalamak için geçmişimizden aldığımız güçlü kültürü, geleceğin dünyasında sürdürerek yine iş ortaklarımıza güven, tüketicilerimize kaliteli ve konforlu deneyimler sunmak için üretmeye ve değer yaratmaya devam edeceğiz. Zamanı yakalama konusundaki güvenimin temelini, markamız bünyesinde bulunan bütün çalışma arkadaşlarımın, Çanakcı üretim felsefesini benimsemiş olması oluşturuyor. Güçlü bir kurum kültürü, işini iyi yapmanın verdiği motivasyon ve insanların hayatına dokunmanın verdiği mutlulukla daha çok çalışarak bugün geldiğimiz noktadan çok daha ileride olacağımıza içtenlikle inanıyorum.
Bugün 65’ten fazla ülkede, ıslak mekanlarda gördüğümüz Creavit markasını yaygınlaştırmak en önemli hedeflerimizden, bu düşünce ile iş ortaklarımızla birlikte insanlara kaliteli hizmet sunmak için üretiyor, Türkiye’nin dinamizmi ile bütün dünyaya seçkin bir hizmet sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geldiğimiz nokta her ne kadar bizde büyük bir memnuniyet yaratmış olsa da, Creavit çatısı altında çalışan her birey gibi geleceği hayal ediyor ve zamanı tam anlamıyla yakalayarak dünyanın bir numaralı banyo tedarikçisi olmayı hedefliyoruz.
Bu topraklara ve doğaya olan borcumuzu sürdürülebilir bir gelecek inşa ederek ödemek istiyoruz. Bunun için bilinçli bir doğa hassasiyetini tasarım ve üretimin her aşamasında sağlamaya büyük özen gösteriyoruz. Gelecek tasarımlarımızı, vahşice ve hoyrat bir savurganlıkla üreterek, harcayarak, tüketerek değil, sürdürülebilir bir şekilde kurguluyoruz. Bu yüzden Çanakcı Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’yle geçmişin kadim hatıralarını hafızalarımızda tutuyor, yeşil bir gelecek inşa etmek için üretimde ve tüketimde çevre hassasiyetimizi en üst seviyeye çıkararak çevresel ihtiyaçlara uygun ürünler üretmek için çabalıyoruz. Çanakcı üretim felsefesiyle zamanı yakalamak, daha fazla insanın evlerindeki ilk akla gelen tercih olmak arzusuyla Ar-Ge çalışmalarımızla gelişiyor, marka konumlandırmamızı yenilikçi ve verimli bir şekilde gerçekleştiriyoruz.
Zamanı yakalamamıza yardımcı olan bugüne dek Creavit’e hizmet etmiş ve hali hazırda bu büyük çatı altında faaliyet gösteren, Çanakcı üretim felsefesiyle insanların hayatına ve markamıza değer katan çalışanlarımıza, ürünlerimizi tercih ederek bize güvenen müşteri, yatırımcı ve iş ortaklarımıza bu yolda bizimle birlikte yürümeyi tercih ettikleri için teşekkür ediyorum. Yeri gelmişken başta sorduğumuz sorunun cevabını da vermek isterim... Yüzü böylesine geleceğe dönük bir felsefe yaratan o küçük atölyede öyle sanıyorum ki, bizim bugünkü hedeflerimizin de ötesi hayal edilmiş olmalıdır...
Sevgi ve saygılarımla...